Bir Çok Kez Öldüm

Bir çok kez öldüğümü biliyorum

Kenarından köşesinden hayata tutunduğumu

Güneşimin günlerce tutulduğunu

Güzel günlerin kısa hikayeler anlatan misafirler olduğunu, sonra yok olduğunu

Onlar gidince yok olduğumu, kendimden yoksunluğumu

İnsanın yoksunluğunu, kötü günün kenarda pusu kurduğunu

Akbabanın sessizliğini bilip duymak kurdun uluduğunu

Bir çok kez öldüğümü biliyorum

Ruhum üzerimdeyken öldürüldüğümü

Gözüm açık bakarken dünyaya körlüğümü

Katillerimi bizzat gözümle gördüğümü, cinayetin örtüldüğünü

Biliyorum aslında her bir şeyin gerçek yüzünü

İnsanların yüzsüzlüğünü, her şeye rağmen bendeki güçsüzlüğümü

Eksik kelimeli sözlüğümü, karanlığımın güneşime karşı üstünlüğünü

Bir çok kez öldüm, yeniden hayata döndüm

Biten filmi başına sardım kendimi or'da gördüm

İzledim oyun bozanla oyuna dalmış saf ölümlüyü

Söküp atmak istedim içinden üzüntüyü

Ama ner'de?

Boşa gider her hamlem, sonu olmayan ahlem

Bir dönüş yok madem, hayal sarsın beni!

[x2]

Bir çok kez öldüğümü biliyorum

Bilenlerin bilmemezlikten geldiği zamanlarda

Elimi sıkıca tutanların bıraktığı anlarda

Doğrularımı yalanlamaya çalıştıklarında, çatıştıklarında

Böyle gaddarca davrandıklarında bedbahtça kıvranırım iftiranın kollarında

Düşüncelerim turlar yalnızlık koridorlarında

Bir yalnızı ancak bir yalnızlık öldürebilir etrafında

Bir çok kez öldüğümü biliyorum

Bilirken bilmemezlikten gelmek zorunda olduğum vakitlerde

İçimden geleni içimde hapsettiğim seferlerde

Zincire vurduğum haklı hislerimi gördüğümde

Yalnızlığın kendini gösterdiği yalnızlığımda

Ruhu yıkan depremlerin ansızlığında

Harabede gördüğüm benin cansızlığında

Ölmeyen hırsın yıldıran arsızlığında

Bir çok kez öldüm, yeniden hayata döndüm

Biten filmi başına sardım kendimi or'da gördüm

İzledim oyun bozanla oyuna dalmış saf ölümlüyü

Söküp atmak istedim içinden üzüntüyü

Ama ner'de?

Boşa gider her hamlem, sonu olmayan ahlem

Bir dönüş yok madem, hayal sarsın beni!

[x2]

Vyšlo na albech